Cem Ersever’in kaleme almış olduğu Üçgendeki Tezgah isimli kitabı okuyorum şu sıra. Kitapta ilgimi çeken, üstüne yazı yazmayı düşündüğüm bir nokta oldu. İlgimi çekti çünkü bugün kendine ‘apocular’ diyenlerin günümüz söylemlerini ve aponun yaptıklarını yan yana düşününce insan neyse deyip geçemiyor.
Özgecan Aslan’ı hepimiz biliyoruzdur, başına gelen felaketi. Ve yine o dönemde devlet düşmanı kürtçülerin ’T.Cavüz’ şeklindeki propogandalarına birçoğumuz denk gelmişizdir. Hatta Özgecan’ın katillerinden birisinin bozkurt yaparken çekilmiş fotoğrafları üzerinden ‘bütün ülkücüler tecavüzcüdür’ propogandası yürüttüler, milliyetçilere saldırdılar. Vahşice katledilmiş bir kız üzerinden prim yapmaktan asla vazgeçmediler. Unuttukları ise, her ortamda kadın haklarından bahsedenlerin, vekil adaylarının yarısının kadın olmasını örnek göstererek eşitlikten, insanlıktan dem vuranların önder dedikleri Apo’nun ırz düşmanı tecavüzcü bir sapık olduğu gerçeği.
Bir tecavüzcüye önder diyen potansiyel tecavüzcü cinsi sapıkların gerçekleri yüzlerine vurmak ise en büyük görevimiz. Bakalım barış elçisi(!), Türk ve kürt halklarının kurtarıcısı(!), yol göstericisi(!) önder Apo’nun sapıklık listesine.
Tecavüz ettiği net olarak bilinen birkaç kadının kod ismini verelim önce, sonra bir iki tanesinin kendi itiraflarını yazacağım.
Pazarcıklı Evin, Ankaralı Zehra, Tuncelili Delal, Lübnan kürtlerinden Roza, Suriyeli Canda, yine Lübnanlı Saadet, Pkk merkez komite üyesi Sarı Hüseyin’in karısı Elazığ’lı Nafiye. Kitapta kadınların hepsiyle ilgili yeterli bilgiler var, oturup isimler nerden geldi yazmayacağım.
Nafiye:
Elazığ’lıdır. Pkk merkez komite üyesi Sarı Hüseyin isimli şahsın karısıdır. Bu militan 1989 yılında Apo’nun çağrısı üzerine Almanya’dan Helvi’deki Mahsun Korkmaz akademisine getirilir. Güzel bir kadın olan Nafiye, Apo’nun gözünden kaçmaz. Şam’a çağırır ve cinsel sapıklığını dayatır. Nafiye bu teklifi reddeder ve “benim kocam var, evli bir kadınım, kocam savaşın ortasındayken bana nasıl böyle bir ahlaksızlığı dayatıyorsun” der. Bundan sonrası kendi ağzından:
Ben direnince bana “sen aptalsın, anlamazsın bu işlerden. cinsel ilişki insan denen yaratığın yaşamının zaruri bir parçasıdır. Ayrıca sosyal ahlakın da bir gereğidir, sen hâlâ feodal çağda mı yaşıyorsun? Koskocaman Avrupa gibi gelişmiş yerlerde yaşamış olmana rağmen kendini feodalizmin etkisinden kurtaramamışsın” dedi ve devam etti “zaten sen parti karşısında suçlusun, provokatör Avukat Hüseyin Yıldırım, üzerinde çok oyunlar oynadı. Onların etkisinde kaldın, provokatörlerin durumunu bilmene rağmen partiye bilgi vermedin, buna rağmen ben seni herhangi bir uygulamaya tabi tutmadım. Bu durumda olmana rağmen halen parti önderinin isteklerini yerine getirmekten kaçınıyorsun, direniyorsun. Önderliğe bağlılık bu mudur? Siz önderliğe böyle mi bağlısınız? Kendinizi bağladığınızı kanıtlamanız gerekiyor yoksa karışmam ve tüm geçmişin hesabını sormak zorunda kalırım” dedi. Ben çok korktum ve adeta şok geçirdim. Ellerini omuzlarıma dayayarak “gel gel nazlanmana gerek yoktur” dedi ve bana zorla tecavüz etti. Israrla akademiye gönderilmek istedim fakat kabul etmedi, bir süre sonra benden sıkılmış olacak ki, Mahsun Korkmaz akademisine gönderildim. Birkaç gün sonra baktım ki, bayanlar arasında Apo’nun bayanlara yaklaşımı tartışılıyor, onlara yaklaştım fakat benden korkarak konuşmadılar. Israrım üzerine bana da anlattılar. Ben de kendi durumumu anlatınca herkes şaşırdı. Çok utanıyordum, benim durumum farklıydı, evliydim ve 10 yaşında bir kızım vardı. Bir süre sonra Türkiye’ye gönderildim, burada kocamın vurularak öldürüldüğünü öğrendim. Oturup bazı arkadaşlara meseleyi anlattım, apo bunu duyunca benim hakkımda ölüm kararı aldı. Bulunduğum yere kadar ulaşmadan Pkk’dan kaçtım.
Canda:
Suriye kürtlerindendir. Amude kasabasında oturmakta iken 1988 yılında Pkk’ya katılır. Pkk-Haseki komitesi tarafından Şam’a Apo’nun yanına gönderilir. Güzelliği ırz düşmanı Apo’nun dikkatınden kaçmaz. Eğitim görmesi için Mahsun Korkmaz Akademisine gönderilmesi gerekirken bilinçli olarak Şam’da alınıkonulur ve bir süre sonra Apo çeşitli yöntemler kullanarak Canda ile cinsel ilişki kurmaya çalışır. Bundan sonraki gelişmeleri bu kirli uygulamaya maruz kalan Canda’dan dinleyelim:
Neden akademiye gönderilmediğimi hep düşünüyor ve soruyordum. Bu konuda bana tatmin edici bir cevap veren olmuyordu. Apo’nun normal yaklaşımı ve konuşmaları benim oldukça garibime gidiyordu, olur olmaz bakıyor, el ve kaş-göz hareketleri yapıyordu. Sürekli kadın erkek arasındaki ilişkiler üzerinde konuşup bu konudaki sosyalist ahlak ölçülerinden ve hayvani ilişkilerden bahsetmesi beni ürkütüyordu. Bir gün sabah saat 10.00 civarında bütün adamları topladı, ayak üstü bir konuşma yaptıktan sonra herbirini bir göreve gönderdi. Ben ve Apo evde yalnız kalmıştık. Ben başka bir odaya gidip oturdum, peşimden oraya geldi. Ayakta durarak bana sen çok güzel bir kızsın dedi. Apo’nun bu sözü hiç hoşuma gitmemişti. Bakıyorum hiç hoşuna gitmemiş gibi davranıyorsun diye devam etti. Ben hiçbir cevap vermedim, sessizliği tercih ettim. O andaki hislerimi hiçbir şekilde anlatamam. Benim için her şey tam bir kabus olmuştu, çünkü tahmin edemeyeceğim kadar ucuz, alçak ve hafif bir herifle karşılaşmıştım. Bu tablo geçmişteki bütün hayallerimi silip süpürdü. Bu arada Apo tüm gövdesiyle üzerime atladı, sıı bir şekilde beni kucakladı. Seni seviyorum diğe bağırıyordu. Elbiselerimi çıkarmak istiyor, ben de buna direniyordum. Derken üzerimdeki elbiseler paramparça oldu ikimizde ter içinde kalmıştık, yarım saat devam eden bir boğuşma sonucunda apo bana tecavüz etmeyi başardı. Yapacak hiçbir şeyim kalmamıştı, çaresizlik içinde ağlamaktan başka elimden bir şey gelmiyordu. Dayımın oğlu ile nişanlıydım ne yapacağımı bilemiyordum. Apo elini yüzünü yıkayıp elbiselerini değiştirdikten sonra benim de elbiselerimi değiştirip odayı toplamamı istedi ve arkadaşlar birazdan gelirler dedi. Apo’nun yanına gidip evime dönmek istediğimi söyledim ve ilave ettim; ben buraya devrimcilik yapmak için gelmiştim meğerse burası farklı bir yermiş insanların şeref ve namuslarının harcandığı, insanların ucuz emeller oğruna lekelendiği karanlık bir yermiş, yanlış kapı çalmışım dedim. Apo çok sert bir şekilde; cahilsin, çocuksun, hayvan ve ahmaksın. Kürdistan’ın, çağdışı toplumun etkilerini taşıyorsun, düşmanın toplumuna empoze etmiş olduğu karanlık toplumsal özellikleri değer yargısı olarak anlıyorsun. Namus senin anladığın gibi kadın ve erkek arasındaki ilişkiler değildir. Bir insan için namus onun ülkesi ve topraklarıdır, burası bir parti ortamıdıri başıboş bir yer değildir. Buraya insanlar özgürce gelirler ancak özgürce geldikleri gibi gidemezler. Partinin kanun ve nizamı vardır, yasadışı yollarla partiyi terk etmenin cezası ölümdü, bazıların akibetini biliyorsun, parti onlara yaşam hakkı tanımadı dedi. Apo’nun bu tehdit, psikolojik baskı ve yarı propoganda mahiyetini taşıyan konuşması bittikten sonra bu gece akademiye gideceğimi söyledi. Akademide nasıl hareket etmem gerektiğini belirtere; orada istiharat faaliyeti yürüterek raporlarda olup bitenler hakkında beni bilgilendireceksin dedi. Ardından bazı isimler vereren bunları özellikle denetlersin, aramızdaki bu ilişki devam eder, ancak gizli kalacak. Bu konuda halen acemi olduğun için başlangıçta ruhsal olarak biraz zorlanırsın. Fakat yavaş yavaş alışırsın diye ilave etti. Çaresizlik içerisinde akademiye gittim, bir süre sonra gördüm ki, benim gibi niceleri Apo’nun seks sınavından geçirilmiş. Bayanların konultukları tek konu buydu. Belli bir süre eğitim gördükten sonra Türkiye’ye gönderildim. Cizre’de şehir faaliyetlerine başladım ve en kısa zamanda bir yolunu bularak sorumluluğum altındaki sekiz arkadaşımla beraber Pkk’dan ayrıldım.
İşte, bu kadar iğrenç bir yaratığa önder diyebilecek kadar köpekleşen mahluklar kalkmışlar insanlıktan, kadın haklarından bahsediyorlar utanmadan, sıkılmadan.
Gerçeklerin peşinde olan bizleri kandırmayı başaramayacaklar. Bu iğrenç mahlukların gerçek yüzlerini bir bir ortaya dökeceğiz.
PKK’nın kurucusu katil Apo’nun kadınlara nasıl yaklaştığını kendi boşaltım organından, yani ağzından dinleyelim: